8 Mart Dünya Kadınlar Günü, sadece bir etkinlik veya kutlama günü değil; hayatın her alanında eşit bir şekilde temsiliyet hakkı bulunan kadınların bu haklarına kavuşmaları gerekliliğini ifade eden bir gündür.
Kadınların eşitlik ilkesine bağlı yaşamadıkları bir toplum ne etik ne de estetik olarak gelişemez, büyüyemez. Sağlıklı ve bilinçli nesillerin yetişmesini hedefliyorsak, sosyal ve siyasal yaşantımıza bir değer ölçütü kazandırmak istiyorsak kadınlarımızın nezaket ve bilgeliğinden daha fazla yararlanmak zorundayız.
Yanı sıra, artık duymak istemediğimiz kadına şiddet vakalarının önüne geçebilmek için yeni yollar, yeni çareler aramalıyız. Düşünün ki bir erkek onu doğuran ve büyüten, onu seven ve hayatının ortağı olan kadın üzerinde kas üstünlüğünü kullanıp acımasızca şiddet uyguluyor. Bu bir erkeğin acziyeti, zavallılığı ve hiçliğidir. Hem medeni kanunumuz hem de dinimiz gereği kadına her türlü şiddet kesinlikle yasaktır ve affedilemez.
Bugünün anlamı dileriz ki sadece sözlerde değil gönüllerde de yer bulur. Kadınların iş ve sosyal hayatta eşit ve adil bir şekilde daha fazla yer bulması ümidi ve temennisiyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü en içten dileklerimle kutluyor, sevgiler ve saygılarımı iletiyorum.