"İşte o zaman içten sözler dökülür yürekten, maskeler düşer, yüz kalır ortada."
Demiş ünlü Epikurus'cu filozof Lucreteus…
Uzun uzun zaman önce diye başlayan masallarla büyüdük hepimiz,
“evvel zaman içinde kalbur saman içinde”
Hadi bul bulabilirsen!
Peki, modern zaman masalcılarını bilir misiniz?
Bizi çok güzel uyutan masalları?
İşte O masallardan birisi; kırmızı başlıklı kız.
Hikayeyi hepimiz biliriz…
Ninesine sorar, "senin burnun neden büyük" diye. Ardından, "kulakların neden büyük" der…
Ve en son "ağzın neden büyük" diye sormuş.
Artık kurt da ağzına kadar gelen lokmayı geri çevirmez ve yutuverir kızcağızı.
Sonrasında ise hain kurt suçlu bulunur…
Avcı tarafından karnı yarılır ve kırmızı başlıklı kızın kurtulması ile son bulur masal.
***
Ama gerçek masallarda bir kurt sizi yutarsa, bir daha çıkamazsınız karnından.
Aman diyeyim… Bu yüzden yutulmamak en sağlıklı olanı!
Bu hikâyede anlamak istediğim ise kırmızı başlıklı kız yutulmaya bu kadar hevesli olmasa ve kurdun burnunun dibine kadar girmese iyi olmaz mıydı?
****
Siyaset son zamanlarda kırmızı başlıklı kızlar ile kurtlar arasında bir mahkemeye dönüştü ve bu mahkemenin hakimi ise HALK:
Kimisi alışmış masalın tarafı olmaya yani avcı olup kızı kurtarıp kahraman olmaya, kimisi kız olmuş zaten gitmiş burnunun dibine kadar girmiş, kimisi ise kızın annesi gibi bihaber her şeyden, kimisi ise kızın büyükannesine gibi yutulmuş ilk geceden…
Muhalefette olanların tartışması-kavgası buna benzer, her an yan yana olanlar bile iç iktidar sevdasından bir zaman öyle bir hale evrilir ki anlayamazsınız bile.
Birbirinin ağzına o kadar yakın olanlardan hangisi kurt olacak hangisi kız belli olmaz.
Kim kimi yutacak kadar ağzını açarsa artık kurt O'dur.
Biz avcı değiliz…
Kimseyi kimsenin karnından almak gibi bir niyetimiz asla olmadı.
Bütün yazılarımda örgütlü gücün üstünde hiçbir güç görmediğimizi anlattım.
Biz kim miyiz?
Biz, yeni hikâyeler yazan ve kimseyi yutma gayesi olmayan ama kimsenin boğazından da geçmeyecek kadar büyük bir lokmayız.
BİZ HALKIZ…
Sosyal demokrasilerde yöneticiler gücünü halktan alır, çünkü bizlerde biat kültürü yoktur.
Eşitlik, adalet sadece laf değildir ve bunları uygulayamayan bir süre sonra sistemden elenir.
Hanımlar, beyler kavganız bittiyse asıl sorunlara geri dönelim!
Bırakın artık gölgenizle kavga etmeyi,
Bir an önce örgütlü güçlerimizin sahaya inme zamanı,
İktidarın yıllardır kurduğu baskı ortamına rağmen direnen ve mücadele eden insanlar onlara ulaşmanızı bekliyor.
Halkı sakın küçümsemeyin.
Sanmayın hiçbir şey bilmiyorlar aksine hepimizin akşam masada yediğini bile biliyorlar.
Yani kurtta bizim, kız da bizim.
Kimsenin avcısı olmadık ve hiçbir avcıya da bizi kurtar demedik.
En başından beri istediğimiz kardeşlik ormanı hepimizin, korku ile gezinmeyeceğiz ormanımızda.
İnatla şiar edindiğimiz. beraber olup biz olacağız sloganımızla yola çıktık.
Yolda bulduklarımıza değişmedik beraber olduklarımızı.
Ve şimdi yeni bir sloganımız daha var;
"Kaybetmek kazanmayı öğrenmektir "
Ama zaman kaybetmeyeceğiz.
Ama insan kaybetmeyeceğiz.
Ama mevzileri kaybetmeyeceğiz.
Halk için mücadele edenleri asla küçümsemeyin
“GELİN BİZ OLUP KAZANALIM "