İŞTE 15 TEMMUZ GECESİ YAŞANANLAR

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 20.12.2018 - 12:00, Güncelleme: 20.12.2018 - 12:00 4606+ kez okundu.
 

İŞTE 15 TEMMUZ GECESİ YAŞANANLAR

Generaller kendilerine isnat edilen suçtan kurtulmaya çalıştıkları için mahkeme heyetince savunmalarının geçersiz kabul edildiği belirtildi
İZMİR (AA) - ÖMER SÜT - İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin 137 sanık hakkında verilen hükmün gerekçeli kararında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı korgeneral Hasan Hüseyin Demiraslan ve sözde "Yurtta Sulh Konseyi"nce Manisa ve İzmir'de "sıkıyönetim komutanı" ilan edilen eski Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı tümgeneral Memduh Hakbilen'in savunmalarına itibar edilmediğine vurgu yapıldı.  İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, eski korgeneral Demirarslan, eski tümgeneral Hakbilen ve aralarında birçok askerin bulunduğu 137 sanık hakkında verdiği 7 yıl 6 ay ila ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen mahkumiyet kararının gerekçesini tamamladı.   Mahkemenin bin 893 sayfalık gerekçeli kararında, bulundukları görev nedeniyle Demirarslan ve Hakbilen'in mahkemeyi yanıltıcı bilgiler vererek, kendilerini isnat edilen suçtan kurtarmaya çalıştıklarına dikkat çekildi.  Demirarslan'ın birçok üst düzey komutanla yaptığı telefon görüşmesi nazara alındığında darbe kalkışmasına yönelik haberlerin kamuoyuna yansımasından çok daha öncesinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahında meydana gelen kalkışmaya yönelik eylemlerden haberdar olduğuna kanaat getirildiğine vurgu yapılan gerekçeli kararda, sanığın eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı Tümgeneral Cevat Yazgılı'nın karargaha alınması gayreti içerisindeyken sarf ettiği "Bu kez kendi içimizde çatışmayalım" sözünün olağan koşullarda devlete sadık kesimi ifade etmekten ziyade kalkışma içerisinde bulunanları kastetmekte olduğunun kabul edildiğine işaret edildi.  - "Uçuşunu erteletti" Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının karışık olduğunu haber vererek, kendi imkanları ile Eskişehir'e gitmesini istemiş olmasına karşın Demirarslan'ın endişe duymadan Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'na bağlı Kaklıç Hava Meydan Komutanlığı'na gitmesinin, burada bulunanlar tarafından güvenliğinin temin edildiğine vurgu yapılan gerekçeli kararda, Kaklıç'tan hemen ayrılacak gibi uçak hazırlatmış olmasına karşın Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığına vekalet eden eski Albay sanık Ramazan Elmas ile görüşmesi sonrası uçuşunu erteletmesine dikkat çekildi.  Demirarslan'ın o gece yaşanan olaylarla ilgili olarak, telefonla görüştüğü Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep'i yeteri kadar bilgilendirmediğine değinilen gerekçeli kararda, Hava Kuvvetleri Komutanlığında ikinci adam olmasına rağmen sorumluluk bölgesinde olan biten olaylarla ilgili bilgi edinmek ve paylaşmak konusunda kayıtsız kalması, sanığın yaptığı savunmaya nazaran sorumluluğu ile bağdaşmadığı kaydedildi.  Gerekçeli kararda, "Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında darbe kalkışmasından önceden haberdar olduğu, planlamalarda yer aldığı, cumhurbaşkanına karşı gerçekleşecek suikast hazırlıkları içerisinde bulunduğu ve üs içindeki darbe kalkışması eylemlerini yönettiği aşikar olan eski Albay Ramazan Elmas ile görüşmelerinde cumhurbaşkanına suikast için giden timin içerisinde olduğu hain girişimin neticesinin beklenmesine karar vererek Eskişehir'e gidişini ertelettiği kanaatine varılmış bu nedenlerle sanığın savunmalarına itibar edilmemiştir." denildi. - "Önleme yükümlülüğünü ihmal etti" Makamının kendisine yüklediği vazifenin gerektirdiği "önleme" yükümlülüğünü ihmal ettiğine işaret edilen Demirarslan'la ilgili şu değerlendirme yapıldı:  "Demirarslan'ın kendilerine 'Yurtta Sulh Konseyi' adını veren cuntacılar tarafından 15 Temmuz 2016'da askeri birliklere gönderilen sözde 'Sıkıyönetim Direktifi' konulu emirler ekindeki görevlendirmeler listesinde kalkışma sonrası 'Hava Kuvvetleri Komutanı' olarak nasbedilmiş olması, her ne kadar bu görevlendirme listeleri görevlerine 'devam' denilen kimi generaller ile ilgili olarak tartışmasız bir delil sayılmayacak ise de 40 yılı aşkın süreden beridir başta TSK olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütün kurumlarına sızarak devlet yönetimini ele geçirmeyi planlayan FETÖ'nün 17-25 Aralık 2013'te denediği ve fakat sonuç alamadığı nihai hedefinin hayata geçirilmesi için son kozu olarak oynadığı darbe kalkışması sonrasında örgütün kendisinden olmayan veyahut kayıtsız şartsız kendisine biat etmeyeceğini düşünmediği birini, TSK'nın belki de en önemli kuvvet komutanlığını teşkil eden Hava Kuvvetleri Komutanlığına getirmesinin mümkün görülmemesi karşısında mahkememizce söz konusu görevlendirmenin FETÖ tarafından sanığa verilen özel önem ve duyulan güvenin bir delili olarak kabul edilmiştir."  "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Hakbilen'in de savunmasına itibar edilmediğine vurgu yapılan gerekçeli kararda, bu sanığın sözde "Sıkıyönetim Direktifi"ndeki atama listesinde olduğu gibi kendisini "İzmir ve Manisa illeri Sıkıyönetim Komutanı" olarak manifestosunu ilan ettiğine dikkat çekilerek, İzmir Valiliğinin bir talebi olmadığı halde yürürlükte bulunmayan Emniyet Asayiş Yardım Protokolü (EMASYA) uyarınca Ege Ordusu İstihkam Taburu'nun hazırlanması emrini verdiği hatırlatıldı. Hakbilen'in, Orgeneral Recep'in emriyle işten el çektirilerek tecrit edildiğinde "İki, iki buçuk saat sonra hepinizi burada vurdururum" diyerek tehditlerde bulunmasının ardından bu kez de Denizli 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ı aradığını belirterek, "Denizli'yi aradım tanklar yola çıktı, sabah hepinizi kurşuna dizdireceğim." şeklinde tehditlere devam ettiğinin altı çizilen gerekçeli kararda, sanığın darbe kalkışmasına iştirak iradesi içerisinde hareket ettiğinin kabul edildiğine değinildi.
Generaller kendilerine isnat edilen suçtan kurtulmaya çalıştıkları için mahkeme heyetince savunmalarının geçersiz kabul edildiği belirtildi

İZMİR (AA) - ÖMER SÜT - İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin 137 sanık hakkında verilen hükmün gerekçeli kararında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı korgeneral Hasan Hüseyin Demiraslan ve sözde "Yurtta Sulh Konseyi"nce Manisa ve İzmir'de "sıkıyönetim komutanı" ilan edilen eski Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı tümgeneral Memduh Hakbilen'in savunmalarına itibar edilmediğine vurgu yapıldı. 

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, eski korgeneral Demirarslan, eski tümgeneral Hakbilen ve aralarında birçok askerin bulunduğu 137 sanık hakkında verdiği 7 yıl 6 ay ila ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen mahkumiyet kararının gerekçesini tamamladı.

 

Mahkemenin bin 893 sayfalık gerekçeli kararında, bulundukları görev nedeniyle Demirarslan ve Hakbilen'in mahkemeyi yanıltıcı bilgiler vererek, kendilerini isnat edilen suçtan kurtarmaya çalıştıklarına dikkat çekildi. 

Demirarslan'ın birçok üst düzey komutanla yaptığı telefon görüşmesi nazara alındığında darbe kalkışmasına yönelik haberlerin kamuoyuna yansımasından çok daha öncesinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahında meydana gelen kalkışmaya yönelik eylemlerden haberdar olduğuna kanaat getirildiğine vurgu yapılan gerekçeli kararda, sanığın eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı Tümgeneral Cevat Yazgılı'nın karargaha alınması gayreti içerisindeyken sarf ettiği "Bu kez kendi içimizde çatışmayalım" sözünün olağan koşullarda devlete sadık kesimi ifade etmekten ziyade kalkışma içerisinde bulunanları kastetmekte olduğunun kabul edildiğine işaret edildi. 

- "Uçuşunu erteletti"

Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının karışık olduğunu haber vererek, kendi imkanları ile Eskişehir'e gitmesini istemiş olmasına karşın Demirarslan'ın endişe duymadan Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'na bağlı Kaklıç Hava Meydan Komutanlığı'na gitmesinin, burada bulunanlar tarafından güvenliğinin temin edildiğine vurgu yapılan gerekçeli kararda, Kaklıç'tan hemen ayrılacak gibi uçak hazırlatmış olmasına karşın Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığına vekalet eden eski Albay sanık Ramazan Elmas ile görüşmesi sonrası uçuşunu erteletmesine dikkat çekildi. 

Demirarslan'ın o gece yaşanan olaylarla ilgili olarak, telefonla görüştüğü Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep'i yeteri kadar bilgilendirmediğine değinilen gerekçeli kararda, Hava Kuvvetleri Komutanlığında ikinci adam olmasına rağmen sorumluluk bölgesinde olan biten olaylarla ilgili bilgi edinmek ve paylaşmak konusunda kayıtsız kalması, sanığın yaptığı savunmaya nazaran sorumluluğu ile bağdaşmadığı kaydedildi. 

Gerekçeli kararda, "Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında darbe kalkışmasından önceden haberdar olduğu, planlamalarda yer aldığı, cumhurbaşkanına karşı gerçekleşecek suikast hazırlıkları içerisinde bulunduğu ve üs içindeki darbe kalkışması eylemlerini yönettiği aşikar olan eski Albay Ramazan Elmas ile görüşmelerinde cumhurbaşkanına suikast için giden timin içerisinde olduğu hain girişimin neticesinin beklenmesine karar vererek Eskişehir'e gidişini ertelettiği kanaatine varılmış bu nedenlerle sanığın savunmalarına itibar edilmemiştir." denildi.

- "Önleme yükümlülüğünü ihmal etti"

Makamının kendisine yüklediği vazifenin gerektirdiği "önleme" yükümlülüğünü ihmal ettiğine işaret edilen Demirarslan'la ilgili şu değerlendirme yapıldı: 

"Demirarslan'ın kendilerine 'Yurtta Sulh Konseyi' adını veren cuntacılar tarafından 15 Temmuz 2016'da askeri birliklere gönderilen sözde 'Sıkıyönetim Direktifi' konulu emirler ekindeki görevlendirmeler listesinde kalkışma sonrası 'Hava Kuvvetleri Komutanı' olarak nasbedilmiş olması, her ne kadar bu görevlendirme listeleri görevlerine 'devam' denilen kimi generaller ile ilgili olarak tartışmasız bir delil sayılmayacak ise de 40 yılı aşkın süreden beridir başta TSK olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütün kurumlarına sızarak devlet yönetimini ele geçirmeyi planlayan FETÖ'nün 17-25 Aralık 2013'te denediği ve fakat sonuç alamadığı nihai hedefinin hayata geçirilmesi için son kozu olarak oynadığı darbe kalkışması sonrasında örgütün kendisinden olmayan veyahut kayıtsız şartsız kendisine biat etmeyeceğini düşünmediği birini, TSK'nın belki de en önemli kuvvet komutanlığını teşkil eden Hava Kuvvetleri Komutanlığına getirmesinin mümkün görülmemesi karşısında mahkememizce söz konusu görevlendirmenin FETÖ tarafından sanığa verilen özel önem ve duyulan güvenin bir delili olarak kabul edilmiştir." 

"Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Hakbilen'in de savunmasına itibar edilmediğine vurgu yapılan gerekçeli kararda, bu sanığın sözde "Sıkıyönetim Direktifi"ndeki atama listesinde olduğu gibi kendisini "İzmir ve Manisa illeri Sıkıyönetim Komutanı" olarak manifestosunu ilan ettiğine dikkat çekilerek, İzmir Valiliğinin bir talebi olmadığı halde yürürlükte bulunmayan Emniyet Asayiş Yardım Protokolü (EMASYA) uyarınca Ege Ordusu İstihkam Taburu'nun hazırlanması emrini verdiği hatırlatıldı.

Hakbilen'in, Orgeneral Recep'in emriyle işten el çektirilerek tecrit edildiğinde "İki, iki buçuk saat sonra hepinizi burada vurdururum" diyerek tehditlerde bulunmasının ardından bu kez de Denizli 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ı aradığını belirterek, "Denizli'yi aradım tanklar yola çıktı, sabah hepinizi kurşuna dizdireceğim." şeklinde tehditlere devam ettiğinin altı çizilen gerekçeli kararda, sanığın darbe kalkışmasına iştirak iradesi içerisinde hareket ettiğinin kabul edildiğine değinildi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizlikenthaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.